Biyo veya sentetik yakıtlar, geleceğin iklim açısından nötr hareketliliği için bir seçenektir. E-mobilite daha da yaygınlaşana kadar, e-yakıtlar orta ve uzun vadede salınan CO2 oranının azaltılmasına yardımcı olabilir.
Bugün Almanya yollarında benzinli veya dizel motorlu yaklaşık 47 milyon araba var. Federal hükümet 2030’un sonuna kadar 15 milyon elektrikli araba hedefine ulaşsa bile, 30 milyon yanmalı motor aramızda olacak. Bu, iklim koruma hedefleri için bir engel oluşturuyor. BMW CEO’su Oliver Zipse, Federal İklim Bakanı Robert Habeck’in BMW’nin Münih’teki ana tesisini ziyareti sırasında yaptığı bir konuşmada, Avrupa’da bu araçların uzun yıllar daha piyasada yer alacağını ve burada bir çözüme ihtiyaç olduğunu belirtti.
E-yakıtlar olarak adlandırılan sürdürülebilir, sentetik yakıtlar CO₂ emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olabilir. Üretimlerinde, yakın bir CO₂-nötr dengesi oluşturabilmek için yenilenebilir kaynaklardan elektrik gereklidir. Elektrik, daha sonra hidrojen üreten suyun elektrolizi için kullanılır. Bu hidrojen, çeşitli kaynaklardan gelen CO₂ ile birleştirilir ve dizel, kerosen veya benzin gibi fosil hidrokarbonların yerini alabilen sentetik hidrokarbonlara dönüştürülür. E-yakıtların iklim faydalarını sağlayan yenilenebilir kaynaklardan elektriğin varlığı ise şu anda hala sınırlıdır. PSI Enerji Sistemleri Analizi Laboratuvarı (LEA) araştırmacısı Christian Bauer, daha büyük ölçekte üretim yapmak için çok fazla yenilenebilir elektriğe ihtiyaç olduğunu söylerken, yaptığı çalışmalarda farklı enerji sistemlerinin verimliliği sorusunu ele alıyor.
Hidrojen bazlı e-yakıtlar, öncelikle doğrudan elektrik sağlanamayan ve e-yakıtların CO₂ emisyonlarını azaltmanın tek yolu olduğu havacılık veya endüstriyel süreçler gibi sektörlerde kullanılmalıdır. Bununla birlikte, elektrikli arabalarda da elektriği doğrudan kullanmak hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha mantıklıdır.
Hidrojen bazlı e-yakıtlar, temiz bir enerji taşıyıcısı olabilir. Fakat, çok yönlü olmalarına rağmen, büyük ölçüde fosil yakıtların yerini almaları beklenmemelidir. Hidrojen bazlı e-yakıtların bulunabilirliği muhtemelen zor olacak ve en az bir on yıl daha rekabetçi olmayacak. Büyük ölçekli kullanımları da muhtemelen fosil yakıt bağımlılığını uzatacaktır.
E-yakıtlı bir araç, pilli elektrikli bir araçtan beş kat daha fazla elektriğe ihtiyaç duyar!
Yenilenebilir elektrik üretimi için potansiyeller azdır. Bu nedenle bunların verimli bir şekilde kullanılması çok önemlidir. Yenilenebilir kaynaklardan gelen fazla enerjiyi depolayan e-yakıtlar, fosil yakıtlara göre daha avantajlı olduğunu ortaya koyar. Ancak, doğrudan elektrifikasyon alternatifleri yerine kullanılacak olan e-yakıtlar, uygulamaya ve ilgili teknolojilere bağlı olarak iki ile on dört kat daha fazla elektriğe ihtiyaç duyar. Enerji kayıpları hem arz tarafında (yani hidrojen bazlı yakıtların üretim sürecinde) hem de talep tarafında meydana gelir (içten yanmalı bir motorun elektrikli olandan çok daha fazla enerji harcaması).
Peki, e-yakıt teknolojisi için çok mu geç?
%100 yenilenebilir elektrik varsayılsa bile, hidrojen bazlı e-yakıtlar kullanarak bir ton CO₂ emisyonunu önlemenin maliyeti şu anda sıvı için 800 Euro ve gaz yakıtlar için 1200 Euro olacaktır. Bununla birlikte, 2050 yılına kadar bu azaltma maliyetleri, teknolojik ilerlemenin yanı sıra hidrojen ve ilgili endüstrilere yapılan sübvansiyonlar ve yatırımlar nedeniyle sıvı için yaklaşık 20 Euro’ya ve gaz halindeki e-yakıtlar için 270 Euro’ya düşebilir. Dolayısıyla, 2040 yılına kadar artan CO₂ fiyatlarıyla birlikte hidrojen bazlı yakıtlar maliyet açısından rekabetçi hale gelebilir. Ancak, iklimimizi stabilize etmek için sera gazı emisyonlarının azaltılmasının aciliyeti düşünüldüğünde, doğrudan elektrifikasyon alternatiflerinin bulunduğu sektörler için bu çok geç.
Sonuç olarak, hidrojen bazlı e-yakıtların uzun vadeli vizyonu umut vericidir. Devasa rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelinden yararlanan e-yakıtlar, küresel olarak ticarete konu olabilir. Bböylece Avrupa veya Japonya gibi yoğun nüfuslu bölgelerde yenilenebilir enerji sorunlarını çözebilir. Bununla birlikte, uluslararası ve ulusal iklim hedefleri acil emisyon azaltımları gerektirdiğinden, herkes için güvenli bir gelecek sağlamak için doğrudan elektrifikasyon önce gelmelidir.
KAYNAKLAR:
https://www.automobil-industrie.vogel.de/e-fuels-ist-es-zu-spaet-fuer-diese-technik-a-1104215/