Avrupa Birliği, iklim hedeflerine ulaşmanın en önemli yolu olarak elektrikli araçları görüyor. Temiz bir mobilite için elektromobiletenin ön planda olduğu vurgulanıyor. Fakat, elektrikli araçların menzili arttıkça temiz bir mobilite elde etmek de bir o kadar zorlaşıyor. Elektrikli araçlara olan talebin artmasıyla da bazı hammaddelerin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir. Bunların en önemlisi: Lityum.
Peki bu tehlike hidrojen için bir şans oluşturuyor mu?
Hidrojen, birçok hükümet için iklim nötrlüğü hedefine ulaşmanın önemli bir yapı taşı. Ulaşım sektörünün yaydığı CO2 emisyonu göz önüne alındığında, küresel ısınmanın büyük ölçüde arttığı gözlemleniyor. Bu nedenle alternatif tahrikler geliştirme baskısı dünya çapında artıyor. Buna ek olarak, Çin’den gelen rekabet de Avrupalı ve Amerikalı otomobil üreticilerini harekete geçiriyor. Çin, devasa satış pazarıyla, 2020 ortalarında yeni enerji araçları, e-araçlar, plug-in hibritler ve hidrojenli otomobiller dahil NEV’ler için kotaları büyük ölçüde artırdı. Bu oranı 2023 yılına kadar %18’e kadar çıkarmayı planlıyor.
E-araçlar yalnızca sınırlı bir ölçüde “temiz”
Elektrikli araçlar şu anda fosil yakıttan (benzin, dizel ve gaz) uzaklaşmak için en iyi ve en ucuz alternatif olarak kabul ediliyor. Pek çok çevreci de dahil olmak üzere eleştirmenler, elektromobilitenin genişlemesinin diğer kaynaklara göre daha az kötü olacağını ön görüyor. Çünkü e-araçlar için gerekli olan lityumdan nadir topraklara kadar tüm malzemeler gelişmekte olan ülkelerde, genellikle, insan ve çevre pahasına elde ediliyor.
Rakiplerinin aksine, hidrojen araçları sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda sadece temiz bir sayfa açmakla kalmıyor. Aynı zamanda uzun mesafeleri kat etmeyi de mümkün kılıyor. Bu konudaki en tanınmış öncüler Toyota Mirai ve Hyundai Nexo’dur. ADAC ölçümlerine göre, her iki model de bir depo yakıtla yaklaşık 540 kilometre yol kat ediyor. Toyota, ikinci nesil Mirai ile bir depo yakıtla 1003 kilometrelik yeni bir rekor menzile imza atmıştı.
Hidrojen, alternatifler arasında yer alıyor!
Fiyat açısından, hidrojen araçları tüketiciler ve endüstri için henüz gerçek bir alternatif değil, ancak bir depo yakıtla ve çok az kirlilikle uzun mesafeli yolculuklar, Avrupalı otomobil üreticilerinin konuyla tekrar tekrar ilgilenmesi için bir argüman.
Lityum tükeniyor mu?
Gerçekten de, otomotiv endüstrisinde, çoğu çaba hala elektrikli araçlara ve plug-in hibritlere (BEV ve PHEV) odaklanıyor. Ancak, bahsedilen malzemelerin bazen çok “kirli” ekstraksiyonunun yanı sıra, piller için en önemli hammadde olan lityumun yakında tükenebileceği sorunu ortaya çıkıyor.
ABD jeoloji otoritesi USGS, 2020’de bununla ilgili rakamlar yayınladı. Buna göre, yıllık 95.000 tonluk bir tüketim ile 80 milyon ton civarındaki küresel rezervlerin tüketimi 840 yıl sürebilir. Ancak, birincil ve ikincil tortular olarak lityum, esas olarak magmatik kaya ve tuzlara bağlı olduğundan, arama giderek daha pahalı hale geliyor ve kısa sürede karşılanamaz hale geliyor.
Fraunhofer Sistemler ve Yenilik Araştırmaları Enstitüsü ISI, sonun 2049’da olacağını varsayıyor. Hatta İsviçre bankası UBS, “GlobeNewsWire” haber servisine göre, lityumun 2025 yılına kadar rekabetçi fiyatlarla tükenmesini bekliyor.
Pil geri dönüşümü henüz emekleme aşamasında
VDMA Impulse Foundation ve Fraunhofer ISI, Kasım 2021’de Li-ion pillerin geri dönüşümü hakkında kısa bir çalışma yayınladı. Buna göre, Avrupa’da satılan otomobillerin BEV ve PHEV payının 2030 yılına kadar yüzde 50’ye, hatta daha uygun çerçeve koşullarında yüzde 70’e yani 7-13 milyon araca çıkması bekleniyor.
Geri dönüşüm miktarının yılda 230 kilotona çıkması bekleniyor. 2040’a kadar ise yılda 1.500 kiloton olmalı. Ancak Fraunhofer araştırmasına göre geri dönüşüm çok karmaşık arıtma süreçleri içeriyor.
2019’daki Top Agrar uzman dergisine göre, Fraunhofer Seramik Teknolojileri ve Sistemleri Enstitüsü IKTS, nadir toprak elementleri ve diğer stratejik malzemeleri tamamen dağıtan sodyum-nikel klorüre dayalı yeni, daha ucuz ve oldukça etkili bir pil teknolojisi sundu. Ancak piyasaya hazır hale gelmeleri muhtemelen yıllar alacaktır.
KAYNAK: https://www.automobil-industrie.vogel.de/das-lithium-koennte-bald-zur-neige-gehen-a-1081980/