Fren sistemlerinin geliştirilmesi ve üretiminde 50 yılı aşkın deneyime ve üretilen üç milyardan fazla fren bileşenine sahip olan ZF, dünya çapında en büyük ve en ünlü tedarikçilerden biridir.

Araç üreticileri, gereksinimlerine bağlı olarak klasik tamamen hidrolikten yeni tamamen elektrikli fren sistemine kadar optimum fren sistemlerini bir araya getirebilirler. Örneğin, ön tarafta bir hidrolik sistem ve arka aksta tamamen elektrikli bir sistem bulunan hibrit formlar da mümkündür. Ayrıca ZF, bir fren sisteminin tüm bileşenlerini tek bir kaynaktan, tekerlek frenlerinden park frenlerine, donanımdan yazılıma kadar sunmaktadır.

ZF, Shanghai’deki Yeni Nesil Mobilite Günü’nde ilk kez yeni, tamamen elektro-mekanik bir fren sistemi sunuyor. Frenleme kuvveti her bir tekerlekte bir elektrik motoru tarafından, yani hidrolik sistem ve fren sıvısı olmadan üretiliyor. Fren sistemi ZF’nin Çin, ABD ve Almanya’daki geliştirme merkezlerinde küresel pazar için geliştirildi.

Klein bunun özellikle yazılım tanımlı ve elektrikle çalışan araçlarda geçerli olduğunu, bu tür bir fren sisteminin daha da fazla avantaja sahip olduğunu ve tasarım ve geliştirmede yeni bir özgürlük alanı açtığını sözlerine ekledi.

‘Kuru’ olarak adlandırılan fren sisteminde fren hidroliğine gerek yoktur. Fren basıncı artık hidrolik sistemdeki sıvıların basıncıyla değil, elektrik motorları tarafından üretilir. Pedaldan elektrik motoruna fren sinyalleri de tamamen elektriksel olarak iletilir, bu nedenle “kuru fren-by-wire” terimi kullanılır.

Geleneksel fren sistemleriyle karşılaştırıldığında, Entegre Fren Kontrolü (IBC) gibi yeni telli fren sistemi daha kısa fren mesafeleri, frenleme enerjisinin daha iyi geri kazanımı ve daha düşük bakım maliyetleri sağlar.

Otomatik acil frenleme sırasında, 100 km/s hızda frenleme mesafesi geleneksel frenleme sistemlerine göre dokuz metreye kadar daha kısa olabilir. Buna ek olarak, elektrikli otomobiller frenleme enerjisinin daha iyi geri kazanılması sayesinde %17’ye kadar daha fazla menzil elde edebilir.

Özellikle kuru telli fren sistemlerinde, fren balataları ile fren diskleri arasındaki minimum temas nedeniyle geleneksel fren sistemlerinde meydana gelen artık sürükleme torkları neredeyse sıfıra indirilebilir. Bu da fren aşınması nedeniyle daha az partikül emisyonu ile sonuçlanır. Sürüş sırasındaki bu düşük direnç aynı zamanda enerji tasarrufu sağlar ve bir elektrikli aracın menzilini artırabilir.

Hidrolik sistemden vazgeçmek, sistem daha az parçadan oluştuğu için araç üretimi sırasında bile önemli ölçüde daha düşük montaj ve lojistik maliyetleri anlamına gelir. Aracın hizmet ömrü boyunca, fren sıvılarının artık değiştirilmesi gerekmediğinden, atölyede yapılması gereken bakım miktarını azaltarak kullanıcıya fayda sağlar.

Fren pedalı ile fren aktüatörleri arasında artık mekanik bir bağlantı olmamasına rağmen, frenleme hissi hidrolik frenle aynıdır. Veri aktarımı ve işlemenin yanı sıra elektrik motorlarına enerji beslemesinin güvenliği, havacılıktaki by-wire sistemlerinde de yaygın olduğu gibi, tüm bağlantıların ve sistemlerin çoğaltılmasıyla sağlanır.

Fren sistemlerinin geliştirilmesi ve üretiminde 50 yılı aşkın deneyime sahip olan ve üç milyardan fazla fren bileşeni üreten ZF, dünya çapında en büyük ve en tanınmış tedarikçilerden biridir.

KAYNAK: https://www.greencarcongress.com/2023/11/20231114-zf.html