Otomotiv Tedarikçileri Elektrikli Araçlar Devriminde Nasıl Hayatta Kalabilir?

Dünya’nın geleceğini önemli ölçüde etkileyen elektrikli araçlar, sıfır emisyon değeriyle çevreci bir tutum sergiler. Çoğu otomotiv şirketi tarafından önemli bir konu haline gelen bu araçlar, her geçen gün otomotiv pazarındaki yerini artırmaktadır. Volvo 2030 yılına kadar yalnızca elektrikli otomobil üreteceğini açıklarken, Jaguar’da 2025’e kadar tamamen elektrikli otomobillere geçeceğini duyurdu. Alternatif enerji kaynaklı motor teknolojileriyle dünya lideri olmayı başaran General Motors da 2035 yılına kadar emisyon açığa çıkaran araçların üretimini bırakacağını belirtti.

Peki, otomobil üreticileri ve tüketicileri için heyecan veren bu değişim ile tedarikçileri neler bekliyor?

Bir elektrikli araç için içten yanmalı bir araca göre çok daha az hassas parça gerekir. İçten yanmalı bir araçta yalnızca aktarma organları için yaklaşık 2000 bileşen, egzoz, yakıt ve diğer içten yanmalı sistemlerde de yüzlerce bileşen bulunur. Elektrikli araçların motorunda ise yalnızca 5 hareketli parça bulunur. Bu durumda akıllara, “İçten yanmalı motorlardaki bileşenleri yapan şirketlerin durumu ne olacak?” sorusu gelmektedir.

Elektrikli araçlarla birlikte, içten yanmalı araçlarda yer alan bileşenlerin üreticileri, yeni iş fırsatları aramaktadır. Havacılık ve savunma sektöründen tıbbi cihaz endüstrisi gibi farklı alanlarda hassas parça üretimi devam etmekle birlikte, sektöre özel ürün portföyüne sahip olan üreticiler bu gibi alanlarda üretimlerine devam edebilmektedir.

Bir diğer alternatif olarak üretici firmalar kendilerini fason üretim şirketine dönüştürebilirler. Bu seçenekle ilgili tek sorun firmaların bu pazara otomatik olarak girememeleridir. Fason üretim endüstrisinin oldukça iyi hizmet vermiş olması ve köklü küresel müşterilere sahip olması bu sorunun ana sebeplerindendir.

Üçüncü bir seçenek olarak da halihazırda piyasada bulunan araçlar için, içten yanmalı motor parçaları piyasasında kalmalarıdır. Fakat bu durum, yenilikçi fırsatların azalmasıyla birlikte piyasadaki rekabeti de önemli ölçüde artıracaktır.

Yeni oluşan pazar payından bir dilim almak

Azalan içten yanmalı bileşenler için gerekli olan programları başarılı bir şekilde yürütmek için daha iyi program yönetimi gerekli olsa da, elektrikli araçların yükselişinin sunduğu fırsattan da etkili bir şekilde yararlanmak gerekir.

Tedarikçi açısından bakıldığında, piyasadaki toplam araç sayısı önümüzdeki yıllarda önemli bir değişime uğramayacak. Fakat içten yanmalı araçlardan elektrikli araçlara önemli ölçüde geçiş yaşanacak. Bu geçiş piyasada yeni OEM’ler ortaya çıkaracak olup, tedarikçiler için de yeni fırsatlar oluşturacaktır. Tedarikçi, listesine eklediği OEM’ler sayesinde yıllarca devam eden işler yaratabilir, aynı zamanda bu pazardaki yenilikçi
gelişmelerle işine önemli bir katkı sağlayabilir.

Tüm bunlarla birlikte, her otomotiv şirketinin çalışmaları birbirinden farklıdır. Tesla, GM’den, Volvo Ford’dan farklı çalışmaktadır. Bu durum, tedarikçi açısından birtakım zorluklar doğurmaktadır. Her yeni müşteri, ilgilenilmesi gereken daha fazla araç modeli ve denetlenecek daha fazla programı da beraberinde getirmektedir. Tedarikçi bu adımda elektrikli araçlarla ilgili yeni işler edinme şansına sahiptir. Program yönetimlerini güncelleyerek bu yeni fırsatı, karlı bir yöne çekebilirler.

Elbette elektrikli araçlar piyasaya bir gecede hakim olmuyor. Benzinli ve dizel motorlu araçlar, uzun yıllar daha aramızda olmaya devam edecek. Bu süreçteki sismik değişim ise tedarikçilerin bir sonraki adımlarını daha iyi yönetmelerine ve gelecekteki konumlarını güvence altına almalarına imkan veriyor.

Konu hakkında daha detaylı bilgiye https://www.forbes.com/sites/forbesbusinesscouncil/2021/06/21/howautomotive-suppliers-can-prepare-for-and-survive-the-evrevolution/?sh=7734ab855bbb adresinden ulaşabilirsiniz.